Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, özellikle ithal kaynaklarda üretim yapan santrallerin son dönemde ciddi girdi maliyetleri oluşmaya …
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, özellikle ithal kaynaklarda üretim yapan santrallerin son dönemde ciddi girdi maliyetleri oluşmaya başladığını belirterek, “Oluşan küresel fiyatlar içerideki maliyetleri de zorluyor. Devletimiz büyük oranda sübvansiyon uyguluyor ancak son raddede artışları minimum düzeyde yansıtmak zorunda kalıyoruz” dedi.
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmaları (SETA) Vakfı tarafından düzenlenen “Dünyada ve Türkiye’de Enerji Trendleri” başlıklı sempozyuma açılış konuşmacısı olarak katıldı.
Bakan Dönmez burada yaptığı konuşmasında, Covid-19 salgını nedeniyle enerji dönüşümü ve iklim değişikliği gibi konularında gündemde olduğu bir dönemin ortaya çıktığını belirterek, salgının neden olduğu sorunları şöyle sıraladı:
“Salgınla mücadele amacıyla alınan önlemler ve getirilen kısıtlamalar nedeniyle önce talep çöktü ve enerji fiyatları düştü.
Talepte ve fiyatlarda ortaya çıkan bu düşüş yatırım iştahını azalttı ve enerjide yapılması gereken yatırımlar yeterli seviyede yapılmadı.
Ekonomiler toparlanmaya başlayınca bu sefer de talepteki hızlı artışa arz yetişemedi. Yatırım eksikliği, üretime hızla dönülememesi ve arz kesintisi politikaları enerji fiyatlarının önce kademeli olarak sonra ise hızla yükselmesine neden oldu.
Bu durum elbette iklim değişikliğine ilişkin küresel mücadelenin de sekteye uğramasına neden oldu. Enerjide yaşanan arz problemi ve yüksek fiyatlamalar, ülkelerin enerji arz güvenliğini tehlikeye attı. Bugün Avrupa ülkeleri başta olmak üzere pek çok gelişmiş ülkede fosil yakıtların kullanımı arttı.”
Bakan Dönmez, sıraladığı sorunların küresel anlamda sürdürülebilir olmadığını ifade ederek, ülkelerin net sıfır hedeflerini açıkladığı bir ortamda fosil yakıtların kurtarıcı olarak sahneye çıkmasının, küresel enerji yönetiminde trendlere göre değil gerçeklere göre hareket edilmesi gerektiği gerçeğinin ülkelerin karşısına çıktığını kaydetti.
“Bağımlılığı başka bir bağımlılığa dönüştürmemek için tıpkı satranç gibi bir sonraki adımı hesaplayarak hareket etmemiz gerekiyor”
Bakan Dönmez, dünyanın ciddi bir enerji dönüşümüne girdiğini bir gerçek, ihtiyaç olunan şeyin ise daha fazla enerji ve daha az emisyon olduğunu belirterek, şunları söyledi:
“Bu enerji dönüşümü bir enerji dönüşümünden çok emtia dönüşümüne benziyor aslında. Temiz enerji dönüşümünü başarabilirsek, bugün fosil yakıt üreticilerinin yerini belki bakır, lityum, kobalt, alüminyum üreticileri alacak. Çünkü yeni teknolojilerin ham maddeleri bunlar. Siz rüzgardan, güneşten elektriği fazlaca ürettiniz ama kesintili kaynak. Bu enerjiyi bir yerde depolamanız gerekiyor. Az önce bahsettiğim ham maddeler, bataryaların üretiminde kullanılacak. O zaman belki bir kaynak bağımsızlığını dünya olarak elde etmiş oluyoruz ama teknolojik olarak bu ekipmanların üretimine başka bir bağımlılık gerektirebilir. Peki, bu durum gerçek bir çözüm olacak mı? Hayır. Çünkü bir bağımlılığı başka bir bağımlılığa dönüştürme riski var. Bu sebeple tıpkı satranç gibi bir sonraki adımı hesaplayarak hareket etmemiz gerekiyor.”
Bakan Dönmez, uluslararası bir petrol üreticisi firmanın CEO’sunun, “2 ay önce gaz ve petrol üretiminden söz etmek suçtu. Şimdi ise üretimi ne kadar çabuk artırabilirsiniz diyorlar” sözüne atıfta bulundu.
“Şu an Avrupalılar kapattığı kömür santrallerine kömür arıyor”
Bakan Dönmez, İngiltere’nin Kuzey Denizinde petrol ve gaz aramacılığını artıracağını, birçok ülkede kaya petrolü ve kaya gazının tekrar devreye gireceğini belirterek, “Sonunda enerji politikası yeşillenmediği gibi çok daha acımasız bir pragmatist noktaya da savruluyor. Şu an Avrupalılar kapattığı kömür santrallerine kömür arıyor. Türkiye, bu anlamda bir uçtan diğer uca savrulan bir enerji politikası izlemedi. Yenilenebilir enerjiye önem veren ancak sistemin emisyon dengesini bozmayacak baz santralleri de devreye aldık. Daha fazla yerli daha fazla yenilenebilir stratejimize de eskiden olduğu gibi devam etmekte kararlıyız” dedi.
“Kaynağı size, teknolojisi başkasına ait bir enerji dönüşümü başarıya ulaşamaz”
Bakan Dönmez, enerji dönüşümü sürecini, enerji sürdürülebilirliğini ihmal etmeden hayata geçirdiklerine vurgu yaparak, “Hem enerji tüketiminde hem de sanayi üretiminde ortaya çıkacak boşluğu dolduracak alternatif kaynaklar oluşmadan atılacak adımlar; enerji, ticaret, sanayi sektörlerinde sorunlara neden olabilir. Bunun farkındayız. Bu nedenle adımlarımızı ulusal çıkarlarımız ve küresel sorumluluklarımız çerçevesinde atmaya devam edeceğiz. Kimseyi kapatmadan, kapatmaya zorlamadan, piyasa kuralları içerisinde bir dönüşümü yapmak durumundayız. Türkiye’nin; elektrikli otobüslerden, rüzgar türbinlerine, güneş panellerine, bu enerji dönüşümünün bir emtia dönüşümü olduğunu görerek, madencilik ve sanayide bir dönüşüm başlatmalıyız. Kimseyle yarışmadan, kimseyle kendimizi kıyaslamadan, kendi ihtiyaçlarımız ve önceliğimizi esas alan bir dönüşümden bahsediyorum. Bunun ilk yolu enerji teknolojilerinin üretimi. Kaynağı size, teknolojisi başkasına ait bir enerji dönüşümü başarıya ulaşamaz” diye konuştu.
“Biz enerji bağımsızlığını teknoloji bağımsızlığından ayrı görmüyoruz”
Bakan Dönmez, yenilebilir enerjide en önemli konunun enerji teknolojilerinin kendi ülkesinde üretilmesi olduğuna vurgu yaparak, “Önemli olan kritik malzemelerin Türkiye’de tasarlanıyor ve yapılıyor hale gelmesidir. Bu ne demek? Türkiye artık yenilenebilir enerji teknolojilerinin üretiminde önemli bir noktaya geldi demek. Biz enerji bağımsızlığını teknoloji bağımsızlığından ayrı görmüyoruz” ifadelerini kullandı.
Enerji fiyatlarındaki ani ve şok dalgalanmaların son zamanlarda hem ulusal hem de uluslararası kamuoyunda tartışıldığını, bunun da fiyatlamalara sert bir şekilde yansıdığına dikkati çeken Bakan Dönmez, şunları kaydetti:
“Olağanüstü bir dönemden geçiyoruz. Bu gibi olağan dışı dönemleri olağan yöntemlerle yönetmek kolay değildir. Bu sebeple, tüketiciyi koruyan geçici önlemlerin alınması elzem hale geldi. EPDK önceki gün elektrik üretim santralleri için azami uzlaştırma fiyatlarını belirledi. Böylece hem vatandaşlarımızı yüksek maliyetten koruyacağız hem de arz güvenliğimizi sağlayacağız. Uzlaştırma fiyatları doğal gaz ve ithal kömür santralleri için megavatsaat başına 2 bin 500 lira, diğer santraller için bin 200 lira olarak belirlendi.”
“Bu destekle birlikte fiyat artışlarının faturalara yansımasını da engelleyeceğiz”
Bakan Dönmez, uzlaştırma fiyatları sayesinde santrallerin üretimine sorunsuz bir şekilde devam edilmesinin sağlanacağını ifade ederek, “Neden böyle geçici bir düzenlemeye ihtiyaç duyuldu? Bir tarafta maliyeti düşük santraller var, diğer tarafta maliyeti yüksek santraller. İstihdam ve sağladıkları enerjinin miktarını da korunması gerekiyor. Bu nedenle piyasa yapısını bozmadan, piyasanın güçlü ve dengeli bir şekilde desteklenmesi gerekiyordu. Öte yandan bu destekle birlikte fiyat artışlarının faturalara yansımasını da engelleyeceğiz” değerlendirmesini yaptı.
“Fiyat artışlarını minimum düzeyde yansıtmak zorunda kalıyoruz”
Bakan Dönmez, elektrik ve doğal gaz faturalarında bugüne kadar 100 milyar liralık bir destek sağladıklarını belirterek, “Bu sübvansiyon devam edecek. Bu desteklere ilaveten sosyal yardım alan vatandaşlarımıza verdiğimiz kömür desteğinin, doğal gaz desteği olarak verilmesinin önünü açtık. Ancak şu hususu da göz önüne almamız gerekiyor. Özellikle ithal kaynaklarla üretim yapan santrallerin son dönemde ciddi girdi maliyetleri oluşmaya başladı. Oluşan küresel fiyatlar içerideki maliyetleri de zorluyor. Devletimiz büyük oranda sübvansiyon uyguluyor ancak son raddede artışları minimum düzeyde yansıtmak zorunda kalıyoruz” dedi.
Sempozyum, basına kapalı şekilde Bakan Dönmez’in konuşmacı olarak katıldığı soru-cevap ile devam etti.