BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, CHP sözcülerinin HDP ve Selahattin Demirtaş hakkındaki açıklamalarını eleştirerek, “Bir başka sözcüsü CHP’nin …
BBP Genel Başkanı Mustafa Destici, CHP sözcülerinin HDP ve Selahattin Demirtaş hakkındaki açıklamalarını eleştirerek, “Bir başka sözcüsü CHP’nin, ’Demirtaş’ın haksız yere, siyaseten içerde tutulduğu bir gerçek’ diyor. Nasıl haksız oluyor? O zaman 37 kişinin katillerinin azmettiricisi içerde olmayacak da kim içeride olacak? Sen gir, çok üzülüyorsan. Onun yerine hapse sen gir ya da git onun yanında yat. Yani çok üzülüyorsan, çok seviyorsan bunu yapabilirsin” dedi.
Büyük Birlik Partisi (BBP) Genel Başkanı Mustafa Destici, partisinin düzenlediği Muhsin Yazıcıoğlu’nu anma programları çerçevesinde Kocaeli’ye geldi. Destici, anma programından önce bir restoranda düzenlenen basın toplantısında dünya ve Türkiye gündemine ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
“Türkiye başından itibaren dengeli bir politika izledi, takdire şayandır”
Rusya-Ukrayna savaşına değinen Destici, savaşa karşı olduklarını, Rusya’nın saldırılarını şiddetle kınadıklarını belirterek, “Rusya’nın öne sürdüğü bahanelerin, gerekçelerin uluslararası hukukta bir geçerliliği, gerçeklik payı yoktur ama maalesef dünya her ne kadar medeni gözükse de, Birleşmiş Milletler başta olmak üzere dünyada onlarca kuruluş ciddi kuruluş olarak görüntü verse de, bu tür hadiselere de bütün bu kuruluşların aciz ve yetersiz kaldığını çok net şekilde görüyoruz. Amerika’sı, Rusya’sı başta olmak üzere bu ülkeler istedikleri zaman istedikleri ülkelere saldırabiliyor, oraları işgal edebiliyor, oraları sömürebiliyor. Bütün bunları da kan ve gözyaşı dökerek yapıyor, ülkeleri işgal ederek yapıyor. Onlarca insan kendi yurdundan ayrılmak zorunda kalıyor, bir kere biz bunu kabul etmiyoruz. Türkiye fiili olarak savaşın tarafı değil, olmamalı. Lakin vicdani olarak, ahlaki olarak bizler mazlumun yanındayız, zalimin karşısındayız. Mazlum vatanlarının sahipleri, zalim de oraya aldıranların da. Türkiye başından itibaren dengeli bir politika izledi, siyaset izledi. Takdire şayandır. Cumhurbaşkanından başlayarak dışişleri bakanımız, diğer yetkililerimiz şuana kadar gerçekten süreci çok güzel götürdüler. Bugün şu saatlerde İstanbul’da Rusya ile Ukrayna heyetleri barış görüşmeleri gerçekleştiriyorlar. Bu da Türkiye’nin iki ülke ile ilişkilerinin sağlıklı olduğunu çok net şekilde ortaya koyuyor. Türkiye iki ülke tarafından da güvenilir ve tarafsız olarak kabul edildiği için bu görüşmeler Türkiye’de gerçekleştiriliyor. Beklentimiz, inşallah bu görüşmeler olumlu netice verir ve savaş bir an önce biter” ifadelerini kullandı.
“O bölgede yeni bir Afganistan oluşturma çabası var”
“Rusya’nın saldırganlığını ifade ettik. Amerika Birleşik Devletleri’nin ve Batı’nın da adeta savaş çıksın diye yaptıklarını görmezden gelemeyiz” diyen Başkan Destici, sözlerine şöyle devam etti:
“Amerika Birleşik Devletleri, Ukrayna Devlet Başkanına ’Yürü arkandayız’ mesai verirken, diğer taraftan Rusya’yı açık şekilde tahrik ederek Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısının önünü açtı. Bizim gördüğümüz o bölgede yeni bir Afganistan oluşturma çabası var. Bir anda paralı savaşçılar Ukrayna’ya geldi. Hem Ukrayna çağırdı hem Rusya çağırdı. Bir anda Ukrayna gibi bir ülke paralı askerlerin savaş alanı haline geldi. Onları oradan çıkarmak epey zaman alacaktır. Barış dahi olsa zaman alacaktır diye düşünüyorum. Amerika kendine göre plan işletiyor. Orada ikinci bir Afganistan, ikinci bir Suriye, istikrarsız bir ülke oluşturulmak isteniyor. Rusya başta olmak üzere bölge ülkeleri onunla uğraşsınlar dünyanın diğer konularında, diğer bölgelerinde fazla bir güç gösteremesinler. Karadeniz, Amerika Birleşik Devletlerinin çok fazla etkin olduğu deniz değildir. Şimdi savaş başlamadan birkaç gün öncesinden itibaren başta Yunanistan, Romanya olmak üzere Amerika Birleşik Devletleri bu ülkeler üzerinden Karadeniz’e olan ilgisini arttırarak orada bir güç oluşturmaya başladı. Şimdi Karadeniz’in kuzeyini Ukrayna sınırlarını istikrarsızlaştırarak, savaş alanına çevirerek bunu kendisine vesile kılıp Karadeniz’de daha güçlü şekilde var olma isteğini görüyoruz. Bunun alt yapısını hazırladığını görüyoruz. Türkiye, bu konuları değerlendiriyor, dikkatle izliyor, değerlendiriyor. Kendi ülkemizin, kendi milletimizin hak ve menfaatleri önceliğimizdir”
Mustafa Destici, Türkiye’nin barış ve huzur istediğini, bu konuda ciddi bir mücadele verdiğini ve mücadelesini sürdüreceğine dikkat çekti.
“Türkiye terörü minimize etti adeta belini kırdı, kökünü kazıdı”
Rusya-Ukrayna savaşı değerlendirmesinin ardından konuşmasında terörle mücadeleye de yer veren Destici, terörün Türkiye’nin kanayan yarası olduğunu söyledi. Türkiye’nin 40 yılı aşkın süredir terörle mücadele ettiğini, binlerce şehit verildiğini belirten Destici, “Türkiye bununla uğraşsın, çevresine bakamasın, Ege’de, Doğu Akdeniz’de fazla kafasını çıkarmasın, Karadeniz’de, Suriye’de, Irak’ta, Libya’da yapılanlarına Kıbrıs’takilere ses çıkarmasın denildi. Emperyalistler bunda da maalesef başarılı oldular. Türkiye bu mücadeleden hiç vazgeçmedi. Mücadelesini kararlı şekilde sürdürdü. Türkiye terörü minimize etti adeta belini kırdı, adeta kökünü kazıdı. Çok az kazıntılar var onlar da kazanılacak ve terör bitilecek. Amerika Birleşik Devletleri, Suriye’nin kuzeyinde terör devleti kurma girişimi yaptı. Türkiye’yi karşısında buldu ve şuanda Türkiye’ye rağmen bunu yapamayacağını anladı ve işi siyasete çevirdi. Türkiye’de iktidar değişikliğiyle, yeni gelecek iktidarla anlaşarak bunu çözeceğini, kendi politikalarını uygulayabileceği gibi bir ümide kapıldı. Maalesef Cumhur İttifakı dışındaki partilerimiz ya da ittifaklarda Suriye konusunda Amerika Birleşik Devletleri’ni, Libya ve Doğu Akdeniz konusunda Avrupa Birliği üyesi ülkeleri ümitlendirdi, cesaretlendirdi. Bunu yaparken diğer taraftan PKK’yı ve PKK uzantısı HDP’yi ümitlendirdiler” şeklinde konuştu.
“Onun yerine hapse sen gir ya da git onun yanında yat”
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu başta olmak üzere, parti sözcülerinin HDP’ye ilişkin bazı açıklamalarına değinen Destici, şu ifadeleri kullandı:
“Gerçekten CHP’nin başta genel başkanı olmak üzere, sözcülerinin ağzından çıkan sözlere baktığımızda bazen duyduklarımıza inanamıyoruz. Böyle bir şey nasıl söyler? Mesela ne demiş; “HDP parlamentoda da olmalı. Sorunun çözümünde bizim meşru muhatabımız HDP olmalı. Meşru muhatap vardır, halkın oyuyla gelmiştir. Muhatabımız vardır. HDP’yi meşru organ olarak görebiliriz Halkın desteği var, parlamentoya gelmiş. Bu sorun çözülecekse meşru bir şekilde ancak onunla çözülebilir. Demirtaş’ın hiçbir suçu günahı yok. İktidara geldiğimizde Selahattin Demirtaş’ı da, Osman Kavala’yı da, askeri öğrencileri de, diğerlerini de çıkaracağız” Hani hukuk tarafsız olacaktı? Hani hukuka karışılmayacaktı? Nasıl çıkaracaksın sen? Adam 37 kişinin katilerinin azmettiricisi. “Apo’nun heykelini dikeceğiz” demiş “Burada Kürdistan kuracağız” demiş. Nasıl çıkaracaksın? Hakim mi olacaksın? Kürsüye mi oturacaksın? HDP, PKK’yı bir kere bile lanetlemezken, bir kere bile “PKK terör örgütüdür ve terör eylemlerini kınıyoruz” dememişken nasıl oluyor da HDP’yi meşru bir siyasi parti olarak görüp, muhatap alabiliyorsunuz? Bu kabul edilebilir durum değildir. HDP, PKK’nın siyasi uzantısıdır. Bunu benim bildiğim kadar sayın Kılıçdaroğlu da biliyor, sayın Akşener de biliyor, sayın Babacan da biliyor, sayın Davutoğlu da biliyor, sayın Karamollaoğlu da biliyor. Ama bildikleri halde bunu söylemiyorlar. Neden? Çünkü ittifakın gizli ortağı. Resmi değil ama filli ortağı. Onunla seçim kazanmayı hedefliyor. Ona oy verenlerle seçim kazanmayı hedefliyor. Bunu hedeflerine koymuşlar. Bir başka CHP milletvekili “Demirtaş siyaset adamıdır, barış insandır” diyor. Sanki hiç barış insanı görmedik. “Demirtaş cezaevinde değil, politika üreten bir lider olarak önümüzdeki günlerde TBMM’deki yerini alacaktır” diyor. Bunlar resmen hukuka müdahale edeceklerini söylüyor. Bir başka sözcüsü CHP’nin, “Demirtaş’ın haksız yere, siyaseten içerde tutulduğu bir gerçek” diyor. Nasıl haksız oluyor? O zaman 37 kişinin katillerinin azmettiricisi içerde olmayacakta kim içeride olacak? Sen gir, çok üzülüyorsan. Onun yerine hapse sen gir ya da git onun yanında yat. Yani çok üzülüyorsan, çok seviyorsan bunu yapabilirsin.”
“Sayın Kılıçdaroğlu, sen bunları onaylıyor musun?”
BBP Genel Başkanı Destici, sözlerine şöyle devam etti:
“Bir başkası İmralı’yı muhatap olarak gösteriyor, bir başkası Kandil’i muhatap olarak gösteriyor. Neticece HDP’yi meşrulaştırma çalışmaları başta CHP olmak üzere Millet İttifakını oluşturan partiler tarafından süratli şekilde sürdürülüyor. Biz kimsenin düşmanı değiliz. Herkesin parti kurabilme özgürlüğü, siyaset yapma, istediği partiye oy verme özgürlüğü vardır. Herkes istediği kişiyle oturur konuşur, ittifak yapar bunların hepsini meşru görür. Bizim meşru görmediğimiz bir şey var o da terör ve şiddettir. Kim terör ve şiddetti yöntem olarak seçiyor, terör örgütleriyle ilişki kuruyor, onların sözcülüğünü yapıyorsa bizim karşı durduğumuz nokta budur. HDP’nin kapatılma davası var. Bizim Anayasa’mıza göre yüzde yüz kapatılır, kapatılmalıdır. Bunu durduracak olan HDP’nin kendisidir. HDP çıkar der ki, ’PKK terör örgütüdür, onun yaptığı eylemleri kınıyoruz, terörü bırakmasını tavsiye ediyoruz, devletin varlığının, ülkenin bütünlüğünün yanındayız’…Dediği anda kendisi durdurur. Ama bunu demiyor. Tam tersine ne diyor? ’PKK silahlı siyasal örgüttür’ diyor. Sayın Kılıçdaroğlu, sen bunları onaylıyor musun? Siz bunları onaylıyor musunuz? Onaylıyorsanız sizde onların yanınızdasınız demektir. Onaylamıyorsanız HDP ile ilişkinizi keseceksiniz. Onu meşru siyasi parti olarak görmekten vazgeçeceksiniz.”
Destici’den asgari ücret açıklaması
Konuşmasında asgari ücrete de değinen Destici, “Büyük Birlik Partisi olarak, yılbaşından önce asgari ücret tespit komisyonu daha toplanmadan teklifte bulunmuştuk. Bir, asgari ücretin en az 4 bin 500 lira seviyesinde olmasını söylemiştik, ikincisi de asgari ücretin yılda bir defa değil 6 ayda bir belirlenmesini dile getirdik, teklif ettik. Onun gerekçesi neydi? Yüksek enflasyon. Temmuz ayında toplanır asgari ücret tespit komisyonu bakar; asgari ücretlerimizin, çalışan kesimlerimizin bu 6 aylık sürede hak kaybı olmuşsa ya da pahalılaşan hayat güçleri karşısında alım güçleri düşmüşse bunlarla ilgili iyileştirme yapılarak, kayıplarının telafi edilmesi ve asgari ücretin yükselterek vatandaşların ekonomik anlamda rahatlatılması sağlanmalıdır. Nasıl memur, memur emekliliklerimiz, devlette, kamuda çalışan işçilerimizin maaşları 6 ayda bir hesaplanıyorsa, bunlar veriliyorsa memurlarımıza, memur emekliliklerine benzer şey asgari ücretlilerle ilgili de yapılmalıdır. Kocaeli, Türkiye’nin en büyük ikinci sanayi kenti, nüfusuna göre en çok vergi ödeyen, ihracat gerçekleştiren üreten bir ilimiz. Ama bu üretimin mimarı sadece sanayicilerimiz, üreticilerimiz değil esas mimarları çalışanlar, emekçiler, alan teri ile rızkını kazananlar. O halde bunların da ücretler hak ettikleri seviyeye çıkartılmalıdır” şeklinde konuştu.